Hiç unutulmaz bir olayı unuttuğunuzu farkettiğiniz oldu mu? Hani hiçbirzaman unutamayacağınız türden bir yaşanmışlığı unuttuğunuzu... Ben bundan iki yıl önce öyle birşey yapmışım ki... Unutulması mümkün olmayan bir olayı kendi leyhime çevirip öylesine kandırmışım ki kendimi. Unutmuşum... Bugün saat 16:40 sularında, çok severek gittiğimiz Zorba'da yemek yerken hatırlattı zalimliğimi en yakın dostlarımdan biri. Onun bile unutamadığı o diyaloğu nasıl unuttuğumu hâlâ anlamıyorum. Saatlerdir aklımda dönüp duran hep aynı sözler....
İki yıl önce kendi çaresizliğimden kurtulmak için birinin canını nasıl yaktığımı hatırlattı bana. Tam sırasıydı galiba. Tesadüflere inanmayalı uzun zaman olmuştu nasılsa. Hayatımda söylenen her sözün ve yaşanan her olayın daha önceden belirlendiğini düşünüyorum ben çünkü. Kendi ellerimizle yaptığımız seçimlerin haricinde. Kadere inanmadığım için ekliyorum bunu. Seçimler insanlara ayittir. Sonuçları insanların seçimleri etkiler. O dönem bunun haricinde yaptığım tek saçmalık bu değildi. Ama bu en ağırıymış. En ağırını, en ağır şekilde unutmuşum. Başarmışım. Kendime söylediğim yalanlarla güzel bir gerçeğin üzerini örtmüşüm. O yalana böylesine tutunup kendimi kandırmasaydım unutmak bu kadar kolay olamazdı.
Bir katilin, öldürdüğü insanı unutması gibi.
En az onun kadar inanılmaz ve acımasızca.
Anlıyorum ki insanlar kendilerini kaybedebiliyorlarmış. Bunun herzaman kişilikleriyle ya da yaşanmışlıklarıyla bir bağlantısı olmayabiliyormuş. Düşleri olduğu için, hayal ettikleri herşeyi çok düşünmeden herhangi bir kişiyede giydirebiliyorlarmış. Sırf kendi düşleri gerçekleşsin diye, göremedikleri gerçeklikleri kendi elleriyle öldürüp saçma salak masallarına devam edebiliyorlarmış. Daha doğrusu, edemiyorlarmış. Uzun zamandır bir arkadaşımla sohbet ederken aniden duygularımın gözlerime dolduğunu hissetmemiştim. Eğer izin verirsem, bugün kontrolsüzce gözlerime dolan bu sebep günlerce beni suçlamaya devam eder. Bütün bunların ardından hissettiğim tek mutluluk en azından ne kadar yanlış bir seçim yaptığımı biliyor olmam. Tattırdığım acının tarifi yoktur. Geriye dönüp o an'ı değiştiremem. Ya da açtığım yarayı saramam. Bunun için oldukça geçtir. Fakat farkındalık ve pişmanlık ruhumun ilacı gibi. Birgün gerçekten affedildiğimi hayal etmek istiyorum.
Hayatımın en berbat iki yılını geçirirken aslında o gün amacımın birinin benden nefret etmesini sağlamak olduğunu hatırladıkca, vay halime diyorum. İster istemez bulanıp, kendi yarattığım çarkın içinde boş boş dönmüşüm. Korkak gibi kaçmışım. Cahilliğimin kurbanı olmuşum, Kötülük yapmışım, Ben de kalp kırmışım, Bencil davranmışım, Sadece kendimi düşünmüşüm, Kend hayalim uğruna bir başkasının hayalini öldürmüşüm.
En komiği de ardından oturup izlemişim. Beklemişim...
"Seni sevdiğini söylemişti. Sen de yüzüne kapatmıştın".
Goncagül "kuruntu"
:)
YanıtlaSil:-) Anonimler sarmis dört bir yanimi... hatiralar beynimde dans ediyor. Adsizlar dizilip birbir karsima, sanki birer birer intikam aliyor.
YanıtlaSilöyle bir düsün ki
YanıtlaSilSen her aynaya baktiginda
Yada kendi yansimani her gördügünde
Kendini gördügünü sandiginda
O yansimanin öteki tarafinda
Bir gülen var, aynalara, yansimalara mahpus sana
Nereye gidersen git, nereye bakarsan bak, su'da bile yansiman
Suda bile sana bakan
Cesaretin varsa, yansimanda kendi gözlerinin içine bak derince ve uzunca
Bakan degil, bakilansin.
Kendini baskalarinin gözlerinde degil, kendi gözlerinde baskalarini tani.
"Buda benim sana buda benim sana hediyem olsun" :)
Teşekkür ederim. Bir de isim yazsan...
YanıtlaSil