Adımlarıma Işık

24 Ekim 2018 Çarşamba

Sağduyu çok derin baktı

Aslında bu yazıdan önce bambaşka şeyler karalamıştım, onu paylaşacaktım. Üstünden haftalar geçti, paylaşamadım. 

Sevdiğin birisine yardımcı olamama duygusu mu daha kötü yoksa acaba benden nasıl yardımcı olmamı bekliyor sorusu mu, karar veremiyorum. Sadece birkaç saattir içim içimi yiyor. Son zamanlarda fazlasıyla kendime dönük yaşamamdan sebep burnumun ucunu göremedim. Hep göreceğim sandım oysa ki. Hele ki bu kişi son derece değer verdiğim birisi olunca kendime çok kızdım. Çünkü sessizliğini daha yeni farkettim. Aslında emin de değilim biliyor musun? Bana mı öyle geldi acaba onu da bilmiyorum, ama genzine yumru oturdu, farkedilmeyecek gibi değildi. İşin özü kendime kızmaya devam ediyorum ve o dakikadan beri neyi nasıl yapacağımı, baklayı nasıl çıkarttıracağımı düşünür oldum. Zira bi yaştan sonra baklalar kolay çıkmıyor. Arandan su sızmayan insanlar senin yüzünden yalnızlaşabiliyor. Özeleştirime devam ettikçe içim daha da çok daralıyor... Ama yaptım. Ben bunu hakettim. Az bile...

Sonra 17 yaşıma dönüyorum. Yanımda olması için can attığım ablalarım bana kulak kabartmadılar diye çok içerlerdim. Değiştiler derdim. Hep benden bekliyorlar derdim. Çünkü isterdim ki bir el omzumda parketsin, içten bir pırıltıyla bana nasıl olduğumu sordun ve ben onun yüzdeyüz samimi olduğunu görünce kendime bile itiraf edemediğim feryatlarımı veryansın edeyim. Anlatınca rahatlayayım, ablalar öğüt versin, yerinde olsun. Ağlayacak kucak olsun. Olmamıştı. Şimdi o abla ben oldum sanırım. Hazmedemiyorum. Hayat hazmettiriyor.

Birşeyin çokça farkında olduğunu düşünsende uyuşmuş bir beyinle buluyorsun kendini. Geçtiğimiz haftalarda aldığım en caymayacağımdan emin olduğum radikal karar, kesinlikle büyük laflar etmemek ve asla ama asla kınamamak... "Nasıl olur, nasıl anlamaz, aklım almıyor..." diye başladığım bütün cümlelerin içinde yaşıyorum başrol olarak inanır mısın. Ve bu kınamaktır evet. Bu kadar da sert. Gerçek bu.

Velhasıl zararın neresinden dönersem kâr mıdır acaba?
Hâlâ o kucağında ağlanası ablayım ben, sonsuza kadar hazır ve nazırım. Seni görüyorum! desem inandırıcı olur mu? 
Geç kaldım mı...
Kalmamış olayım ne olur.