Adımlarıma Işık

13 Eylül 2017 Çarşamba

Uçurum


On sene önceki ben ile şimdiki benin arasında neden bu kadar uçurum var? Yaşadığım tecrübelerin olgunlaştırması mı? Yoksa o zamanlar kendimi fazlaca olgun zannedip, şimdilerde tepetaklak oluşum mu... Yani o kadar olgun olduğunu düşünüyor ve fikirlerine o kadar sıkı tutunuyorsun ki, sonunda (10 sene sonra) hepsinin boş olduğunu acı hayalkırıklıklarıyla öğreniyorsun. Çok eskiden birisi bana pesimist yazılar yazdığımı söylemişti. Aldırış etmemiştim, ama o gün bugündür aklımdadır. Neden öyle yansıyor? Gayet hayatın içinden duyguları ve yaşanmışlıkları yazıya döküyor olmam, birşeylerin kötü tarafından bakıyor olduğum anlamına mı geliyordu? Belki bu 10 sene içerisinde değişmeyen tek şey budur. Çünkü kendime dürüst olmaya çalışıyorum. Niye hissetmediğimi söyleyeyim? 

Neyse, diyeceğim o ki 17.yaşım, aldanmışsın. Dostluk; imkansız demiyorum. Hayatta şanslı insanlar var. Ama zor. Çok zor. Bir de bakmışsın ki o "içini dışını bilirim" dediğin insanların hiçbirşeyini bilmiyorsun. Değişmez! dediğin şeyler vardı. Çok güzel değişir. Bi kere sen değişiyorsun! 
Olgunlaşıyorsun filan demeyeceğim. Bunun sonu yok ki? Ölmez sağ kalırsam bunun bir 10 sene sonrası daha var sonuçta... bence tam olarak olan şey, yani bana olan şey fabrika ayarlarıma dönüyor olmak. Sadeliğe. Beklentisizliğe. Hiç olmadığı kadar yalnızlığa. Ama dimdik bir yalnızlığa...

Bence ergenlere fazla yükleniyoruz. Zira bitmiyor. İçimizde öğrenilmemiş heryer ergen...

Goncagül "27"