Adımlarıma Işık

4 Ocak 2011 Salı

Kan gövdeyi götürsün, biz sevişelim...

"Jigsaw gerçek olsa ve sizi kaçırsa, hayatta kalmak için karşınızdaki insanı 'vahşice' öldürür müydünüz?" diye sordum geçen gün neredeyse hiç tanımadığım birkaç insana. Soruyu sormaktaki amacım kendimce bazı meraklarımı gidermekti. Alabileceğim cevapları önceden tahmin edebiliyordum. Bazıları çok şaşırtmış olsa da, aslında herkesin cevabı aynı gibiydi. Hayatta kalmak için "öldürürdüm" cevabı verenlerin yaşları küçüktü. Belli ki fazla düşünmeden cevap vermişlerdi. Veya fazla tecrübe edinmemişler bu hayatta...Birisi, "yaşamak istediğimi kim söyledi ki?" diye cevap verdi. Aslında bu cevabı verirken bile karşısındaki insanı değil, kendini düşünmekteydi. Başka birisi "karşımdaki insanın kim olduğuna bağlı" diye cevap verdi. Bir diğeri, bence gayet ukalaca olan bir cevap olan "Benim hep bir B planım vardır, merak etme :-)" diye yanıtladı. Sadece bir kişi de benim asıl duymak istediğim cevabı vermiş ve"öldüremezdim" demiş...

Ben de öldüremezdim. Nasıl öleceğimi ya da artık yaşayamayacağımı düşünmeden kendi ölümüme izin verirdim. Öyle bir vahşet yaşadıktan sonra hem istemeden katil olmanın hem de öylesine bir travmanın içinden çıkıp kaldığım yerden devam etmenin bir anlamı olmazdı çünkü. Ama şu insanların bencilliğine bakıyorum da, her konuda aynı şekilde davranıyoruz. Bir karar vermeye çalıştığımızda hep aynı felsefeyle düşünüp harekete geçiyoruz. Her ne kadar "karşımdaki insanın kim olduğuna bağlı" desekte aslında hep "ben öleceğime o ölsün" yapıyoruz. Ve her ne kadar "benim hep bir B planım vardır" desekte, mutlaka birini öldürüyor yahut ölüyoruz...

Bir insana uzun ve detaylı bir açıklama yaparken, karşımızdaki insanın bizi ne kadar anladığını umursamayız. Asıl amaç yine kendi içimizdekileri döküp bir güzel ifade etmeye çalışmaktır. Bunu kimi zaman öylesine terbiyeli ve de fiyakalı yaparız ki, bir de üzerine kanatlarımız kabarır. Hiçbirşey birisi için değildir. Yaptığın herşey, söylediğin her söz ilk önce kendi ego'na hitap etmeli. Yoksa o asla tutamadığı dilini çok güzel tutar insanoğlu.

Zaten suspus olan birisine gidip uzun uzun neden susması gerektiğini anlatmak kadar manasız bir davranış biçimi var mıdır bu hayatta?

Zaten konuşmaya mecali olmayan ve üstüne üstlük artık hiç te oralı olmayan bir insana gidip neden rahat durması gerektiğini en ince ayrıntısına kadar anlatmaya gerek var mıdır?

Zaten ağzının payını almış-oturmuş, çekeceğini çekmiş, pişmanlığını hat safhalarda yaşamış bir insanın karşısına geçip inadına "tiksiniyorum...tiksindik..tiksinmeye devam edeceğiz..." çekmenin ne luzumu vardır? zevk mi veriyor, egolar mı okşanıyor, neler oluyor...?

İnsan herşeyi önce kendisi için yaparmış. Anlattıkları, anlaşılmasa da olur, fakat işitilsin birkere. Sevdikleri, o'nu sevmese de olur, sahip olsun yeter ki. Sinirlendiğinde küfür edip avazı çıktığı kadar bağırmasa da olur, o kişinin kalbini kırmayı başarsın yinede.

Mesele nasıl yaptığın değil, niçin yaptığındır bazen. Ve durup düşünmek gerekir; zulüm anlarında  gerçekten acıyı çekenmisin yoksa çektiren mi...

Bencil ruhlara itafen.

Goncagül "Özgür"

2 yorum:

  1. sende madem bu şekilde derin düşünebildiğini gösteriyorsan bu kadar alçakgönüllüysen neden insanlarin sana karşı davranışlarını bu kadar derin derin düşünüp yazılara dökme ihtiyacı hissediyorsun da özgür olduğunu vurguluyorsun? ben yapmam derken neden sende yapıyorsun? Çünkü sen alçakgönüllü olmayı bazı şeyleri açıkça söyleyebilme sanatı olarak algılıyorsun ki bu gerçekten büyük fiyasko... Neden mi? edepsizlik diye adlandırılan birçok davranışı sergileyen toplumda parmakla gösterilen bir çok kişide bunun aynısını yapıyor?? onlar egolarını küfür dediğimiz sözleri açıkca söylerek bunu yaparken adını cesaret özgürlük dürüstlük ve "harbi" olmak diye adlandırırken sende aynısını dürüstce açıkca ve ben yapmıyorum derken aslında yaptığını gösteriyorsun. Ama bunun sende farkındasın ve ne olduğunu çok iyi biliyorsun. bu neye benzer biliyormusun? Birşeyleri açıkca yapan kişi vardır o dışlanır eleştirilir senin eleştirdiklerin gibi.. Bir şeyi açıkca ben yapmıyorum çünkü bundan bundan dolayı ne olduğumu biliyorum yaptıklarımı da biliyorum ve söylüyorum o yüzden dürüstüm derken bile bunu söyleyebilmeyi gurur olarak görüp farklılaştırmaya çalışlıyorsun egoların icinde yaratııgın benligini ama şunu unutuyorsun? Luke 18:9-14 iyi bilirsin okuduğunda görürsün neyin ne olduğunu ama ne diyeceğim biliyormusun? bugune kadar söylenmis olan seyleri soylemeyecegim herkes gibi... Soylecegim sey su ki artık bu dunyada "Bu vergi görevlisi gibi davranıp harika rol yapan ve bunu yaptıgında sadece "insanların onayını alırken" "kendi egosunu oksayan" o kadar insan var ki ... İste bu sekilde kendisini ortaya koyan ve iyi birisi degilim derken bile bundan kendi "Egosu" adına nemalanan o kadar çok ruh tanıyorum ki? Sen de tanırsın mutlaka onlari... Yeni trend vergi memuru gibi taklit yapmak. Neden ? Nicin? bu arada sadece yazını eleştirdim hepsi bu ...

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, öncelikle yaziyi okudugunuz hatta yorum yaptiginiz icin tesekkur ediyorum. Sanirim kendimi istedigim gibi ifade edememisim. Yalniz bazi noktalarda haklisiniz, benim olana bitene gercekten susmasini ögrenmem gerekiyor. Ben bu yazi da alcakgönüllülügü vurgulamaya calismadim aslinda. Amacim herkes öyle böyle ama ben asla yapmam da demiyorum. Zaten dikkat ederseniz hep cogul ve "biz" diye yaziyorum. Asla kendimi övmüyorum. Ben genel olarak üzerinde uzun uzun düsünüp bir sekilde yorumladigim durumlari yaziyorum sadece... Umarim biraz olsun dogru anlasilabilmisimdir simdi; tesekkurler tekrar.

    YanıtlaSil

Aman diyim birdaha düşün!