Adımlarıma Işık

11 Ocak 2011 Salı

İyi ki doğdum

Merhaba,

Bendeniz doğum günü çocuğu. Şu an yatağımın içine girmiş birtürlü happy birthday'lerin verdiği eğlenceli moda giremiyorum. Oldum olası giremedim zaten. Girmek gereklimidir, bu konuda kararsızım. Emin olduğum tek şey, dünden ve büyük ihtimalle yarınımdan farksız bir gün. Neden doğum günü çocuklarına uzaylı muamelesi yaparlar ve neden doğan kişi parti düzenler? Neden sürprizler yapılır ve neden hediyeler alınır... Bir yaşıma daha girdim ama bu soruların cevabını hiç anlayamadım. Sanırım anlamakta istemiyorum. Belki de kedi ulaşamadığı ciğere mundar dermiş. Ya da murdar... Neyse, ben kedi değilim, bu konuda hemfikiriz. Yıllarca hep özenle onyedi yaşına girmeyi bekleyen ve onsekiz yaşında kendisini çok değişik ve çok güzel olayların beklediğine inanan bir kız çocuğuydum. Ne onyedi yaşımda muradıma erdim ne de onsekiz yaşımda o hevesle beklediğim günler geldi. Anlayacağınız her yıl yaşıma bir yıl daha ekleniyor olması beni bir santim daha uzatmıyor. Daha akıllanmıyorum ya da biraz daha durulmuyorum. Geçen senelerin anlamsızlığı her yıl doğum gününde tekrarlanıyor işte. Olgunlaşmak ve akıllanmak her yaş gününde gerçekleşseydi, o zaman ben harbiden onbir ocağı iple çeker, dillere destan şekilde de kutlardım. Lâkin böyle bir durum sözkonusu olmadığına göre ben ortada kutlanılması gereken bir olay görmüyorum. Aferin, iyi ki doğmuşum. Ben mi doğmuşum? Yani illa ki birini kutlamamız gerekiyorsa bu beni doğuran çok saygıdeğer insan muhterem hanfendi annem olmalı. Yattığı yatağın başını kırdıracak kadar sancı çektirmem, fakat alnının akıyla bu işi saatler sonra başarıyla tamamlayan o. İyi ki doğurmuşsun annesi, demeli. Yahut, iyi ki yaratmışsın Yüce Tanrı. Gerçi, 'Doğum günün kutlu olsun'u duymakla 'iyi ki doğdun'u duymak arasında büyük fark var. Birisinin bana iyi ki doğdun demesinin bu dünyaya hakikatten boşuna gelmemişim dedirtiyor. Öyle yani, mutlu oluyorum. Misal ben şuan yazımı yazarken Facebook'tan dostlarım bir bir öyle güzel şeyler yazıp kutluyorlar ki, mesele doğmak değil, sanırım bir işe yaramak ve birşekilde sevilen olmak. Ben bu kadar insanın samimiyetle ve içtenlikle bu kadar güzel sözler yazıyor olmalarını Rab'den başka bir yere bağlamıyorum asla. İzzet O'nundur hertürlü.

Velhasıl, öyle ya da böyle doğdum ben evet. Annemin karnında annem ile birlikte acılar çektim. O'nun karnında olan biten bütün olumsuzlukların hepsini tek tek duydum. Üzüldüm, doğmak istemedim. Yüzdüğüm o suyun içinden çıkıp karşılaşacağım zorluklara yenik düşmek istemedim. Sonsuzlara dek o 'birgün' bilinmezlik olacak dönemi, annemin karnında, belki de bilinçsizce yaşamak istedim. Embryo olarak duyan, hisseden ama konuşamayan biri olarak kalmak istedim. Ama doğmalıydım. Doğdum. Çok geçmeden korktuğum başıma geldi ve zehirlendim. Sanırım istediğim oluyordu. Ölüyordum... Henüz hiçbirşey yaşamamışken, görür görmez çok sevdiğim ve tanıdığım ilk kadının kollarında geldiğim yere gerisingeriye dönecektim. Dönmedim. Çünkü daha okadarcıkken bile birilerine ibret, birilerine sınav olmak için işe yaramalıydım. Şayet sınavı geçmesi gereken kişi bunu olması gerektiği gibi yapamasaydı şuan burada yazıyor olamazdım, buna eminim. Ölmedim. Doğmuş olmamın bir sebebi var. Büyürken çektiğim bütün sıkıntıların ve de hatırladığım her karenin hayatımda önemli bir yeri var. Doğmuş olan bazıları gibi amaçsızca ve nereye gittiğini bilmeden yaşamıyorum. O doğmuş olan bazılarını, amaçsızca gittikleri yoldan geri döndürüp gerçek olan amaca ulaşabilmenin yollarını 'öğretebilme' yetkisine sahip biriyim. (Şair burada kendini övmez, Tanrı'nın lütfundan bahseder)

Uzun lafın kısası sevgili okurcanlar, bugün benim doğum günüm ve ben hiçbirşey hissetmiyor olsamda bir yıl daha yaşlanmış olmak gurur verici vesselam. Birilerine hediyeler almak çok hoşuma gitsede birilerinin bana hediyeler armağan etmesine alışmış biri değilim. Zaten hiç doğum günü partileri düzenlemediğim için aldığım hediyelerin sayısı hayli düşüktür. Ama bu gece, en beklediğim kişi en beklediğim hediyeyi verse keşke diyorum. Hay Allah yahu hiç utanmıyorum... Yok yok utanılacak birşey istemiyorum. Neyse saçmalıyorum.

Herkese teşekkürler.

Goncagül "22 sinden gün almaya gitti... gelecek"

5 yorum:

  1. Sen de unutmustun.
    Ödestik :)
    Sözüne de sadiksin yani, bildik bileli 22'sin :)
    Birdefa 22 dedinmi birdaha degismez dedigin :)
    Nice 22'lere ;)

    YanıtlaSil
  2. Kim oldugunu bilmiyorum. Iyi geceler

    YanıtlaSil
  3. Ben, Tanri'dan sonra, baktigin heryerde gördügün olabilirim ^^
    Iyi geceler; Goncagül unutkan ^^

    YanıtlaSil
  4. küçük b ile yazarken hiç korkmadin mi ^^ ?

    YanıtlaSil

Aman diyim birdaha düşün!