Duygularını ve düşüncelerini kelimelerle, bazen tek bir cümleyle ifade edebilen insanlara
gıpta ediyorum. Ben de bunu çoğu zaman yapabildiğime inansamda çok daha iyileri
olduğu kesin. Bazen bir düşünceyi ya da duyguyu anlatabilmek için lafı geveler
dururum. Sonuç, karşımdakinin müthiş algısına bağlı. Ben hissiyatımı anlatmak
için kıvranırken lafımı yarıda kesip tek bir cümleyle anlatan birisinin
karşısında dumur olmamak imkânsız. Hayatımda bunu yapabilen insanların sayısı çok sınırlı. Bu, insanların çok geniş kapsamlı bir kelime dağarcığına sahip
olmalarından mı kaynaklanıyor, yoksa hissettiklerinden ve düşündüklerinden
yüzdeyüz emin olmalarından mi bilemiyorum. Belki de ikisi. Deyim bilgisi de
bunlardan biri olmalı.
Velhasıl
meram anlatmak zordur. Bana göre sanattır. Benim anneannemin bana çocukluğumdan
beri tekrarladığı bir nasihati vardır; “Düşün; sonra söylemek istediğini ağzında
on kere çevirip öyle söyle”. Önceleri bunun manasını anlamasamda şimdi ne demek
istediğini gayet iyi anlıyorum. Konuşmak, ifade etmek, anlatabilmek, diyalog
halinde olabilmek harika. Fakat aynı zamanda düşüncesizce konuşmanın
yahut yukarıda bahsettiğim gibi anlatmak istenileni anlatamamak da bir o kadar
hüsrana uğratır insanı.
Konuşmayı yazmak kadar çok seven birisi olarak, çok konuşup gereksiz yere uzun cümleler
kurmanın; ve daha basit yolları varken dolambaçlı anlatmanın yararlı değil
zararlı olduğunu yazmak istedim.
Konuşmak
iyidir.
Dinleyip
anladıktan sonra konuşmak, daha da iyidir!
Sevgili kardeşlerim, şunu aklınızda tutun: Herkes dinlemekte çabuk, konuşmakta yavaş, öfkelenmekte de yavaş olsun. ~ Yakup 1:19
Goncagül “Keşiflerde”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Aman diyim birdaha düşün!