Adımlarıma Işık

6 Mayıs 2011 Cuma

Boşver

Yorgunluğum avuçlarımdan ve ayaklarımdan ateş olarak bedenimden dışarı kaçmakta. Gözlerim ve beynim yaşadığım stresin üstesinden gelmeye çalışıyor. Şuan keşke karnım doğru düzgün birşey yemediğim için bu kadar şişmiş olmasaydı. Üzerimde şu elbise yerine daha rahat bir giyisi olsaydı. Ayaklarımı uzatıp püfür püfür esen yelin önünde uyuya kalma gibi bir şansım olsaydı. Hatta durun, biraz daha abartalım ve benim yattığım yerin hamak olduğunu hayal edelim. Bu nasıl olsa bedava. Hiç ilgisi olmadığı halde saçıma taktığım tokaların beynimi deldiğini hissediyorum. Üstümde başımda, elimde avucumda, beynimde ve kalbimde her ne varsa en azından bir saatliğine kapı dışarı kovmak istiyorum. Batan güneşin tam karşısında gözlerim uyuşana kadar öylece kalakalmak istiyorum. Ne birilerini dinleyesim var ne anlatasım. Ne değer veresim var ne de değer göresim. Öylece kalmak sadece ve sade'ce. Mümkün mü bu, değil elbette. Birer asker olarak programlandığımız şu çarkın içinde dön dönebildiğin kadar. Ne gerile ne de ilerle. Dön yalnızca. Ama sahiden yalnızca. Neyse, hem konuş konuş nereye kadar? Bu sefer daha bir celalleniyor insan. Anlaşılamıyorum. Duyuramıyorum. Anlatamıyorum diye diye çıldırıyorsun vesselam. Yorgunsun işte. Yorgunum işte. Beklemekten de, dinlemekten de, gitmekten de...

Yan komşu piyanosunun tuşlarına basıyor. Ne güzel ses çıkıyor. Sanki buraya ait değil bu melodiler. Geçen gece rüya ve gerçeklik arasında gidip geldiğim o ince çizgide duyduğum güzellikler gibi. Gerçek, ama değil. Güzel, ama ulaşılmaz. Bizden, ama yabancı...

Şaşırmışın hali bir başka oluyor. En ummadığın gözlerden yalancılık, en beklemediğin ellerden dolandırıcılık, en "hadi canım.." çektiğin yüreklerden riyakarlık görüyorsun. Mevzu hep aynı. Yukarıda dediğim gibi. Ne ileri ne geri. Dön dur deli gibi. Ama hayat bu işte. Ve ne çok söylüyorum bunu son zamanlarda peşpeşe.

Yeğenim erkekmiş. Fötüs olma aşamasında, belki de oldu bilmiyorum. Neye benzeyeceği, nasıl birisi olacağı meçhul. Biçare sığındık Yaradana ondan umuyoruz medeti. İmdi hep iyi şeyler düşünüyor iyi şeyler olacağına emin oluyoruz. İmdi... vay anasını sayın seyirciler. Bu kelimeyi kullanacağım gün gelmiş bile.  Ne bileyim. Hayat işte...

-Düşünemesem de, bitkisel hayatta olsam da beni yine sever misin?
-Iııı, evet, tabii ki.
-Peki, sonsuza dek?
-Evet, sonsuza dek, hayatım.
John C.Parkin - S*ktir Et kitabından

Goncagül "Evveliyetci"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aman diyim birdaha düşün!