Adımlarıma Işık

12 Şubat 2011 Cumartesi

Kırmızı Saçlı Kız

Bordo ve siyah ojeyi çok severmiş... 

Kırmızının hastasıymış...

Giyim mağazalarında kendini nedense hep çorap ve pijama reyonunda bulurmuş...

Susmaya özenirmiş, susmayı denermiş fakat başarısız olurmuş...

Aslında kendinden bahsetmeyi hiç sevmezmiş...

Yine de hep anlatır, eğer anlatmazsa boşluğun içinde kaybolacağını düşünürmüş... Bazen bu düşünce beynini kemirir; yer bitirirmiş...

Su içmeyi çok severmiş. Genelde hangi ortamda olursa olsun, su'yu, gözlerini kapatarak içermiş. Çünkü o'na göre su, dünyanın en gerçek ve en benzetilmez şeyiymiş...

Erken uyuduğunda zor uyanır, geç uyuduğunda daha kolay fırlarmış...

Orta parmağını arkaya doğru kırmak gibi garip ama vazgeçilmez alışkanlıkları varmış...

Tam bir kitap delisiymiş. Çorba karıştırırken bile gözlerini okuduğu kitaptan ayıramayacak kadar dalarmış satırların içine...

Film ile doğmuş, film ile ölecekmiş; biliyormuş...

Kendini bildi bileli hayaller kurar, birgün gerçekleşeceğine canı gönülden inanırmış...

Çok asabi imiş ama aslında perdelerini kaldırdığında çok hassasmış...

Fevri davranışları yüzünden hep kendi canı yanmış...

Şarkı söylemeyi ve dinlemeyi çok seviyormuş...

Şebnem Ferah'a âşıkmış....

Tam bir BMW E21 '75 - '83 delisiymiş... 

Hep yalnızmış. Çünkü bunu o seçmiş... etrafında birsürü insan olmasına rağmen nedense kimsenin aynı ayarda olmadığını düşünürmüş...

Görücülere ve de usullere inat 'çarpışmak, kitapların yere düşmesi ve yıldırım aşkı!' olaylarına inanırmış...

Yaramaz bir çocuk gibi içine sığmayan bir ruh'u varmış...

Okul yıllarından kalma bir 'bağımsız'lık sözkonusuymuş...

Emir almaktan hoşlanmazmış...

İltifatı sevmezmiş...

Çok şaka yapar, dalga geçenlere tahammül edemezmiş...

Makarna'ya bayılır, Mantı'ya tapar, domatesin hertürlüsüne dalarmış...

Fenerbahçe fanatiğiymiş...

Ağabeyini çok severmiş...

Marketlere inat o, bakkalları ve bakkal amcaları severmiş...

Arnavutları severmiş...

İstanbul'a sevdalıymış... Lâkin kavuşursa bitermiş... Bitsin istemezmiş...

Elif Şafak'ın Ruh İkizi olduğunu düşünürmüş...

Yılmaz Özdil yazılarını kaçırmazmış...

Çocukluğundan beri Iclâl Aydın okur, yazmasının en büyük sebebi sayarmış...

Rakı'yı sek içermiş... Başka alkol sevmezmiş... Yoklukta kırmızı şarap'a hayır demezmiş...

Bir varmış bir yokmuş'lu masalları hiç anlatmamış olmasına rağmen hep, dedesinden duymayı hayal edermiş ve okuduğu her masalı onun sesinden dinlermiş... içinden içinden...

Çocukları çok severmiş... Öğretmen olmayı istemiş... Ama yapamayacağını bilirmiş... Zaten birçok konu da kendine hep manasız sınırlar çizip kendini engellemiş...

Deli cesaretine sahipmiş... ve fakat kullanmasını bilmediğinden sonucu daim hüsranmış...

Osmanlı'ca yı öğrenme gibi bir merakı varmış... Ama sadece merak olarak kalacakmış...

Merak demişken, kendisi çok meraklıymış... Merak yüzünden başına gelmeyen kalmamış... 


Anlat anlat bitmezmiş...

Ama tek bir derdi varmış...

O'da söylenmezmiş.

Goncagül "-miş"

2 yorum:

Aman diyim birdaha düşün!