Adımlarıma Işık

24 Mayıs 2013 Cuma

Bir Tık Dostluk

Ne kadar can sıkıcıyım.

Dostluğu pembe bir kutunun içinde tutup onu korumaya çalışıyormuşum.
Aile bağlarını birbirine bağlayan o kalın halatlara binbir düğüm daha atıp sağlamlaştırmaya çalışıyormuşum.
Hatır nedir tek tek kırmızı kalem ile altını çizip unutulmasın diye saklıyormuşum.
Vefaya en son kilometrelerce uzak bir diyarda rastlamıştım, hâlâ onu arıyormuşum.
İncinsemde hep bir neden arıyormuşum.
Sebepleri alt alta dizip domino taşları misali yıkılıp kalıyormuşum.

Ne kadar sıkıcıyım.

Her defasında bunlardan vazgeçip kendime kızıyormuşum.
Ne hayat böyle bir düzene ait, ne dünya böyle bir düzene sahip, ne insanlık içinde bu tohumu ekebilecek cesarete sahip deyip; gülüp geçiyormuşum.
En mutlu günler ile en mutsuz günleri kıyaslama. Ikisi de farklı zira... O günlerde yanında olanlara bir göz at, farkı göreceksin deyip kendimi telkin ediyormuşum.
İnanıyormuşum.
Görüyormuşum.
Sonra yine unutuyormuşum...

Ne kadar sıkıcıyım.

Yeter ki iyi olsunlu isteklerle canla başla gider, sarar, yapar, dinlermişim.
Sonra, ne de olsa, ufacık beklenti olunca, gerisin geri kendime kızıyormuşum.
Sonunda, kimseye ve hiçbir şeye benzemeyen ayna'ma bakınca, görmeye çalıştığım ruhuma sarılıp hepsini benimsermişim.
Tamam der, oturur, görür, duyar, kabullenir ve bundan artık zevk alırmışım.

Ne kadar sıkıcıyım.



İnsanlık hangi gezegene ait, onu arar dururmuşum...

Hep bulamayınca;
yine yeniden diğer yarımın içyuvasında, aynadan yansıyan ile huzura kavuşurmuşum.

Goncagül "Ayna"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aman diyim birdaha düşün!