Adımlarıma Işık

11 Ocak 2013 Cuma

23 Mum!


Hem yazasım, hem de yazmayasım var... 

Hem büyüdüm, hem de büyümek istemiyorum diye anlatasım var... 


Biraz karışık duygularım, onu anladım.  

Sonra saliseler içinde "ben şimdi kaç yaşındayım?" derken yakaladım kendimi... 

Bunu düşündüğüm için güldüm... Erken bunama değil 'bebe bunaması' bunun adı. 
Kafam çok dolu olduğundan mı, yoksa hâlâ yine ve yeniden büyüdüğümü hissedememden midir henüz karar veremedim. 


Hayat olduğu gibi kalmıyor oysa. İçindekiler hızla değişiyor. İnsanlar yeniliklerin peşinden gittiklerini zannederlerken aslında bir diğerini kopyalıyor. Sürü nereye giderse o yolu iyice belliyor ve benimsiyor. Hatta tam da bugün bir köşe yazarının yazısını okuyunca biraz daha inandım bu duruma. Düpedüz "kendin olma, başkası ol" tarifi veriyordu zira. Şaşkınlık içerisinde okudum. Okudukca da güldüm... Ağlanacak hallere gülünen dünyamıza bir de ben katıldım. 

İçimde harika duygular büyütüp müthiş şeyler yaşıyorum...

Müthiş şeyler yaşatanı çok seviyorum. Paylaştıkca çoğalıyorum. Sevdikce seviyorum. Sevildikce şekilleniyorum. Şeklimi aldıkca seviniyorum. 

Ve galiba en güzeli de; etrafının seni sen olduğun için seven insanlarla çevrili olması. Yaşım her yıl aynı gün ilerlese bile çocuk yanımı okşayanın olması.  Bütün kusurlarıma rağmen... hatalarıma ve hırçınlığıma rağmen... 

Bir de aslında doğru düzgün tanımadığın insanların samimi sevgisi vardır. O da tadından yenmez... 



Her yıl olduğu gibi bir yıl daha büyüdüm ben işte. Her yeni seneyi eskitmenin en güzel taraflarından birisi de bildiğimizi sandıklarımızı aslında bilmediğimizi ve o bilmediklerimizin bizim için ne kadar değerli olduklarını er ya da geç görmemiz. Görebilmemiz...
Öğüt gibi... Geçmişte sadece kötü veya muhtaç olan insanların öğüt almaya 'mâhkum' olduklarını düşünen cahil biriydim...tepki gösterirdim yok yere. Halbuki öğüt dediğin bulunması zor bir hazinedir. Sen farkında olmadan aheste büyürken, kattıklarıyla seni süsler.  Gün gelir öğütlerinle parlarsın! Bunu görenlerin gözleri kamaşır. 
Ne mutludur öğüdü genç yaşta bulupta onu gönenene... 

Ne mutlu özü-sözü bir, öğüdü altından değerli olan kişilere sahip olanlara.

Büyüyorum işte. 


Öyle mutlu ki ruhum... öyle refahta ki yüreğim!
Ne yaşarsam yaşayayım yalnız olmadığımı bilmek, dört bir yanımı kucaklayan kıymetli öğütlerin olduğunu bilmek parlatsın biraz daha beni...

Dün akşam, içinde yaşayacağımız yuvamızı görmeye gittim. Hani burada delirmişken daha da çok sabretmeyi öğrendiğimi anlatmıştım ya? Sabrın sonu çok güzel... Sabrın sonu çok huzurlu! Ve bu yıl en güzel doğum günü hediyesi bu...Tanrı'dan gelen...İşitilen ve verilen bir aşk yuvası.

İyi ki doğmuşum da Canım aileme kavuşmuşum!

En özeli...En mühimi...En sıcağı...Aşkıma kavuşmuşum! 'Evet'ime kavuşmuşum. Sığınağıma, Adamıma, Kocama kavuşmuşum...

Artık büyümek iyi. Büyümek güzel. Fazla zorlamadan, kasmadan, çok kurcalamadan, sakince...
Göksel Babamın ellerinde....

Hepinizi çok seviyorum

Goncagül "Doğum Günü Çocuğu"

4 yorum:

  1. Doğum günün kutlu olsun :))
    Doğum günleri ne güzel ya insan daha bir mutlu, pozitif, şükran dolu oluyor. Hayatından memnun olman çok güzel.
    Bu arada şarkıyı ayrı beğendim ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Gamzecim! evet, hatırlanıp sevdiklerin tarafından güzel sözler duymak gibisi yok : )

      Sil
  2. Nice yaslara :)

    http://www.stylishtimes.net

    YanıtlaSil

Aman diyim birdaha düşün!