Adımlarıma Işık

5 Şubat 2013 Salı

Samatya Samast'ya Olmasın

Kamu susarken aynı sessizliğe bürünüp tek kelâm etmemek olur muydu?

Olmazdı.

Denedim; denemedim değil susmayı.

Fakat sonra günlerce beni rahatsız eden soru işaretlerimle boğuşmaktansa içimde ne varsa ulu orta dökeyim-yazayım-konuşayım da kendi kendime cevap olayım istedim. Kendi kendimi inkâr etmekten vazgeçeyim istedim.

Evet kendi kendime. 
Çünkü burada yazılanları hiçkimse kale almayacak. Zira bir çok amatör internet gazetesini, Agos'u ve diğer websitelerinde yayınlanmış olan haberleri bile görmezden gelen bir toplum bu. Yaralarını koparıp kanattıkca kanatan, ama sarmak adına parmağını bile oynatmayan. Belki de hâlâ yaralarımız degil de yaralarıdır da ondan.
Yani çoğunluğun duyarsızlığına devam etmesinin başka bir sebebi olabilir mi, bilemiyorum. Gerçi halk ne yapsın değil mi? En büyükler susup konuşmazken ve hatta sırt sıvazlarken halk ne yapsın...Ne yapabilsin...

28 Aralık, yine bir cuma günü 85 yaşındaki Maritsa Küçük bıçaklanarak öldürülmüştü. Bunu ne haberlerde duyduk ne de gazetelerde okuduk. Sanki Samatya İstanbul'a ait bir semt değil, Maritsa Küçük de haber olacak kadar değerli bir kadın değildi. Bununla da kalmadı. Kim oldukları belli olmayan saldırganlar 83 yaşındaki Sultan Akyar'ın evine girip saldırdılar. Sultan'da ermeniydi. Yine haberimiz olmadı. "Yayam ölebilirdi...bu bir hırsızlık girişimi değil Ermenilere karşı kasıttır" diyen torunun ifadesi dikkate alınmadı

Çok uzatasım yok...
Daha yazarken içimin kıyıldığı bu Samatya vahşetlerine daha ne kadar sessiz kalacak bu yetkililer bilmiyorum. 
İnsanların eylemi, kadınların birliği ne kadar ses getirecek; bu protestolar amacına ulaşacak mı, bilmiyorum. 
Türkiye daha nice Samast'lar büyütüp eğitirken olan yine benim bir avuç milletimin ihtiyar kadınlarına mı olacak, bilmiyorum.

Hani Hrant dayday öldü ve hâlâ adalet yerini bulamadı ya?
Oradan biliyorum...

Aysın artık bu ülke. Kendine gelsin güzelim İstanbul. 
Da nasıl olacak...
Baş'ı ahmak olanın vücut hareketleri ne kadar doğru olabilirdi ki...

İyi ki hâlâ bizi anlayıp adaletin yanında olan insanlar var.
İyi ki ayrı milletten olsak bile aynı toprağın insanı olduğumuzun farkında olanlar var.

Goncagül "sesli düsünce balonu"

4 yorum:

  1. maalesef ki gerçekliğimiz bu. bu kadarız ve bu kadara yetebiliyoruz. işimize gelmiyor. bir de korkuyoruz. sesini çıkarmaya kalksan olmuyor. gençlik boş beleş işlerle uğraşıyor. saçmalıklar almış başını gitmiş. insanların uğraşları bile bu kadar rezilken duyarlılık beklemek ne kadar da masum ve saf geliyor. sonumuz hayrolsun!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne kadar haklısın.. ne yerinde bir yorum..
      insan umut etmeye devam etmek isterken bir yerde takılıp düşüyor işte.. yazık demekten başka bi şey diyesi gelmiyor... hayrolsun, olsun.

      Sil
  2. Ben tamamen hümanist düşünceden yanayım. İnsan, insandır. Türk'ü, kürdü, Ermeni'si, Yunan'ı olmaz. milletlerin varlığı bile saçma, insan her yerde insan. Diniyle, geleneğiyle, göreneğiyle farklı güzelliklere sahip. Ama toplum olarak bunu göremiyoruz. Biz değil, diğer toplumlar da bu şekilde. Olmaması gereken çok yanlış bir şekilde. Kınıyorum.
    Ama kınasam ne değişecek, bu sorunlar için köklü bir değişiklik olmalı. Basında sıklıkla yer bulmalı, ne bileyim daha etkili bir şeyler yapılmalı. Yoksa senin benim 3-4 kişinin kınamasıyla değişmiyor maalesef. Çok yazık, insanın her yerde insan olduğunu göremeyenlere. Bu cinayetleri sır gibi saklayanlara, yazık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın.. dedim ya yönetimler değişip 'örnek' olmadıkca istediğimiz kadar yazalım.. konuşalım fayda etmiyor. Ha değişmediği gibi bir de kendileri de işin içinde olması daha acı : )

      Sil

Aman diyim birdaha düşün!