Adımlarıma Işık

26 Aralık 2012 Çarşamba

Merhaba 2013



İki şehir arası git-geller ile geçmiş bir yılın son günleri...

Demiştim, aralık hep getirdiği yeniliklerle veda eder bana diye. Bu yıl da yaptı sürprizini.

Sabrın sonundaki selametin büyüsündeyim...

“Temelli” kelimesinin güzelliğini yaşayabilecek olmanın huzuru içerisindeyim...
Ne güzel bir kelimedir...Temelli!

Çok zor bir maratonun ardından yorulduk elbette...
Ter döktük…nefes nefese kaldık…üzüldük…bardağı taşırdık… ama pes etmedik.
Bu yılın bize sunduklarını kabul edip en iyi nasıl şekillendiririz diye sorup kolları sıvadık...

Dopdolu koca bir yılı elimdeki bavula umudumu ve aşkımı koyup defalarca evime bir kavuşup bir ayrılarak geçirdik… 
Şehri ve O’nun kokusunu her terkedişimde bedenime ait bir parçayı da ardımda bıraktım. Benim bıraktıklarımla avunmaya çalıştı. Fakat benim işim daha zordu. Bıraktıklarımla küçüldüm, zayıf düştüm, çok eksik kaldım… O ise onlara tutundu, belki bir nebze güçlendi her gidişin ardından. Zordu; zira hikâyede her iki taraf bekleyendi.

Güzel 2012 havada geçti. Havaalanları ikinci evim oldu. 
Hayatımın en büyümüş, en değişmiş, en çok öğrenmiş, en çok keşfetmiş, en ilkleri yaşamış, en çok sabretmiş, en çok sevmiş, en çok güzel yılını yaşadım. Her yılın sonunda geride bıraktığım seneye bir iki çift lafım olurdu ancak sözün bittiği, hatta yeni başladığı yerdeyim. Güzelliklerin önsözünü yaşamış, sıra romanın içeriğine gelmiş gibi. Birtürlü zihnimizde ayrılıklar olmadan, sırtımızda farklı şehirlerde mecburi bekleyişler külfetini taşımadan rahat bir nefes alamadık. Cümlelerim çıkmak isteselerde durduruyorum. Birazı beyaz kağıdı süslesin, çoğu yüreğimde kalsın istiyorum. Yüzyıllar önce söylenmiş atasözlerinin doğruluğunu sınadık sanki… Bir film izlemedik, bir kılavuzdan eğitilmedik ya da bir şarkının sözlerinden esinlenip hayale dalmadık. Galiba sağlam durmayı öğrendik sonunda. Arada sırada esen yellerden bir sağa bir sola sallansakta sarılmayı bırakmadık. Birebir tutunduk, koptu kopacak dediğimiz ümitlerimize…

Kopmadı.

Sonra, kırmızı şaraplı bol aşklı bir mayıs gecesinin ertesi günü ölüm kollarını açmış beni beklemeye koyulmuştu. Masalımsı bir yıla hiç yakışmamıştı… Yattığım hastanenin son durağım olması için henüz çok erkendi, biliyordum lâkin zordu. Maratonun bu kısmı oldukca acı veriyordu. Güçlü durabilmek, yaşanacak çok güzel gün var deyip ayaklanmaya çalışıp kulağıma fısıldanan yalanlara karşı direnmek kolay değildi. Fakat ne olursa olsun, insan hayatında yaşadığı bütün olumsuzlukları harika bir anıya dönüştürebiliyormuş. Daha doğrusu Tanrı'ya izin verince O, hayatımızı hazineye çeviriyormuş; bunu da yaşadım, öğrendim. Öğrendik.

2012 sadece güzellikleri getirmedi elbette. Dostun yalan yüzü, düşmanın oyunu, gevezenin dili,... sardı sarmaladı çevreyi. Ölümler oldu...Sevdiklerimize son yolculuklarında el  sallayamadık. Son bir kez göremedik. 

Ama büyüdük işte. Bu yıl da büyüdük. 

Beraberce büyüdük. 

Ve oldu.

Başardık.

Geriye son bir kaç adım kaldı. 

Gelecek yıllar bundan daha güzel olacak.

Bu yıl  biraz erken oldu ama, yolcu yolunda gerek. Hepinizin yeni yılı eskisini aratmasın. Çok çok daha muhteşem günler sizin olsun.

Kutlu ve mutlu olsun.

Hepinizi seviyorum.

NOT: Ben bu yıl da alamadım mavi kemanımı.

Goncagül "Temelli"



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aman diyim birdaha düşün!