Adımlarıma Işık

25 Aralık 2015 Cuma

Merhamet...

...söylenmesi bile zor kelime. Tıkanabilirsin. Ağzına büyük gelebilir. Yüreğine daha da büyük. Anladığının ötesindedir merhamet. Başkadır. Kudretli, çok daha güçlü, büyük, herkesi barındırmayan. Herşeyi kapsamayan. 
Bulunması zor. Sık sık kendi yüreğine sormanı gerektirir. Bazen, "Hala orda mısın?" diye yoklamak belki de. Yahut varolanı sorgulamak gerekir. Gerçekten var mısın... Ayna ayna, söyle bana, kendimi mi kandırıyorum acaba?...


----

Uyandığımdan beri bu kaçıncı kaçışım yani kaçıncı yazışım, bilmiyorum. Yazdıklarımın hepsini sildim, hepsinden vazgeçtim. Çünkü hiçbirisi yüreğimi soğutmadı. İçimin ferahlaması, huzur bulmam gerekiyordu çünkü şimdiye kadar hep yaptığım buydu. Yazmak. Yazarak içimi dökmek ve belki içimi dökersem, rahatlamak...
Hayır. Her cümlemin sonunda boynuma bir ilmik bağladım. Kitlendim. Daha da çok boğuldum. Yazdıklarım benim bile hoşuma gitmiyordu. Kalbime yolculuğa çıktım baktım ki kelimelerim oradan taşıyor? O zaman sorun kalpte mi... Yoksa bana bunları hissettirende mi? Peki ya asıl kural hatası burada başladıysa? İnsan birşeyleri nasıl sorgulaması gerektiğini bilmiyorsa sorguluyor olması birşeyi değiştirmiyor galiba. Neyse. Ferahlamadım. Hiçbirşey ferahlatmadı ve hiçbir söz yetmedi! Kendimi kandıramazdım çünkü hissettiklerim gerçekti. Asıl soru; her gerçek, doğru muydu...

----

Açıp izlemedim ben o videoyu. Hani birçok insanın öfkeyle paylaştığına inandığım, korkulu videoyu. Nasıl adlandırmam gerektiğini bilmiyorum. Yine yeniden aynı şeyi yaşıyorum. Bu paragrafa geçince tıkanıyorum. Söylemek istediklerim bu kadar çokken bu kararsızlık niye? İzlemedim o görüntüleri... Defalarca anlamadım izleyebilenleri de... Üvey anne diyorlar. Ben demek istemiyorum. Yeryüzünde kaç üvey anne vardır biyolojik anneden daha çok sevgi gösterebilen? Mesele bu değil... Başlık bu değil! Mesele o görüntüleri paylaşıp belalar okumak da değil-miş, anladım. Mesele ne biliyor musun? Merhamet...
Hayvanla eşdeğer tutanlar oldu o kadının yaptıklarını. Ben hayvana hakaret saydım o söylemleri. Bir hayvandaki saflık yok o kadında. Herhangi birinin yapabileceği düzeyde kötülükler değil yaptıkları. Aklıma geldikce beynim dönüyor, ağlama krizlerim yeniden başlıyor, midem bulanıyor.... O çocukları yüreğime sokmak istiyorum. Bitti demek. Saçlarından öpmek istiyorum. Koklamak. Mümkünse ruhlarını gözyaşlarımla temizlemek istiyorum......... Hayatta hiçbirşeyi bu kadar çok istediğimi HATIRLAMIYORUM... 
Daraldıkları yerde nefes olmak istiyorum. Rahat uykuları için döşek olmak...

Saatlerdir içim acıyor. İlk değil. Muhtemelen son olmayacak. Uzun zaman sonra dayanamayıp bela okuduğum ilk olay... Ben bu yazıyı yazarken başka şehirlerde bambaşka masum çocuklara eziyet ediyorlar. Eziyetin adı tefferuatı yok.... 

Merhamet diledim. Çünkü bende var olduğunu düşündüğüm bana yetmez. Sana yetmez. Birine yeterken diğerine yetmez... Oysa merhamete ihtiyacı olmayan kim var? Merhamet diledim. Kendim için. O yavrular için. O canavara bürünmüş olan kadın için....Merhamet diliyorum!! Bela yerine merhamet. 
O canım bebeklerin hayatını Merhameti Büyük Olan'a teslim ettim bu akşam. Benim yüreğim bu kadar parçalandıysa, Rab nasıl kurtarmak istiyor olabilir?...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aman diyim birdaha düşün!